Pırlantanın tarihi
Elmasın kesilmiş haline pırlanta denir. Elmas’ın ihtişamı parlaklığı ve dayanıklılığı tarihinden gelir. Elmas sahip olabileceğimiz en eski materyallerdendir. Yaş olarak milyonlarca yıllık olan Elmas’ın oluşumu dünyanın oluşumuna kadar uzanır.
Elmas, bazı yıldızlardan hatta dinozorlardan bile yaşlıdır bu özelliği ile Elmas dünyanın en çok aranan madeni ve en özel mücevherlerin vazgeçilmezi olmuştur. Elmas yerin 170 -200 km derinliklerinde 1700-2000°C ısı ve 70 ton/cm² basınçla kristalleşerek oluşur ve volkanik patlamalarla yeryüzüne kimberlit kayalarının içinde yüzeye çıkar. Doğanın zorlu şartlarına az bir kısmı karşı koyup bizlerin bulabileceği şekilde olur. Bu bulunanlarında çok az bir kısmı kesilip takılarımızda kullanıma uygun hale gelir.
Elmasın bulunması
Elmas yaklaşık M.Ö. 1000-800 yıllarında Hindistan’da bulunduğuna inanılır. Günümüzde bir çok modern elmas madenciliği yöntemi de olsa hala elmas bulmak zor bir iştir. Jeologlar ve Gemologlar dünyanın dört bir yanında Afrika’nın çöllerinden Kanada’nın ve Sibirya’nın tundralarına hatta okyanusların diplerinde bile aramaktadırlar. Bu kadar emeğin ve zorluğun karşılığında ortalama 100 ton kimberlit kayasında 0,2gr elmas çıkar. Bunlarında çok az bir kısmı boyut renk ve nitelik bakımından kesilip takılarımızda kullanıma uygundur.
Elmasın kesilmesi
İlk zamanlarda elmas kesilmeden kullanılırmış. M.Ö. 327 yıllarında Makedon imparator Büyük İskender Hindistan’dan Avrupa’ya ilk elmasları getirmeye başlamıştır. İlk defa takıda kullanımı ise 1074 yılında Macar bir kraliçenin tacının pırlantalarla bezenmesiyle başladı. Elmasın bizleri en büyük etkileme sebeplerinden biri de işlenmesi ve bu sayede ışıltısının artmasıdır. Elmasın kesilmeye ilk başlandığı yer Venedik olarak kabul edilir. Fakat kayıt altına geçen veya ulaşılan ilk kayıtlara göre ilk kesim locası Antwerp’te 1550 yılında kurulmuştur. Bilinen ilk kesim şeklide uç kesim (point cut) 1375 yılında kayda geçmiştir. Modern kesim bizim de pırlanta olarak bildiğimiz şekli ilk olarak Polonyalı matematikçi Marcel Tolkowsky tarafından 1919 yılında ışığın havadan elmasın içine geçişindeki kırılması ve hızına göre hesaplanıp oluşturulmuştur.
Elmasa tarihte yüklenen anlamlar
Elmas doğada bulunan en sert madde olup çağlar boyunca birçok anlam yüklenmiştir. Bundan yaklaşık 2000 yıl önce elmasın iyileştirici özelliği olduğu düşünülürdü ve birçok iç ve dış hastalıkta tedavi yöntemi olarak denenirdi. Antik roma ve Yunan toplumlarında ise tanrıların gözyaşları hatta kayan yıldızlardan kopan parçalar olarak varsayılırdı. Bu dayanıklılığı ve eşsizliği aşkı simgelemek için kullanılmıştır hatta Roma edebiyatında aşk tanrısının okları elmas uçlu olarak geçer. Bunlardan dolayı aşkın simgesi olarak pırlanta yüzük hediye etmek 1744’de Avusturya Arşidükü Maximilian’ın evlilik teklifine dayanmaktadır ve bu gelenek dünyanın birçok kültürüne geçmiştir.
Elmasın değeri nedir
Her elmas eşsiz ve değerlidir. Dünyanın oluşumundan beri olan, doğanın mucizesi pırlantaya sahip olmak her zaman özeldir. Doğanın eşsizliği ve yarattığı çeşitlilik sayesinde her zaman size uygun ve yakışan bir pırlanta bulmak mümkündür. Aldığınız her pırlanta yaşamınızın en güzel duygularından birini barındırmaktadır. Pırlantanızı ve onun içindeki duyguları nesilden nesile aktarıp sadece maddi değil manevi değeri içinde özel olacaktır. Armağan ederken veya kendinize alırken pırlantanızı 4C kriterlerinde yeri ne olursa olsun o özel bir taştır. Onun değeri kullanmakta olduğunuz özel günün içinde yatmaktadır.
